İşe iade davasının sonuçları
- Av. Mustafa Karakaya
- 16 Nis
- 1 dakikada okunur
İşçinin işe iade başvurusu samimi olmalıdır.
İşçinin gerçekte işe başlama niyetinde olmadığı sadece işe iade davasının sonuçlarından faydalanmak için yapmış olduğu başvurusu, geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez.
İşçinin işe iade yönünde süresinde yaptığı başvurusunun ardından, işverenin daveti üzerine işçinin işe başlamamış olması hâlinde, işçinin gerçek amacının işe başlamak olmadığı kabul edilmektedir. Diğer bir ifade ile, işçi işverene işe iade için hiç başvurmamış gibi sonuca gidilmektedir. Bu durumda işverence yapılan fesih, geçerli bir feshin sonuçlarını doğurmaktadır. Yani işe iade davasında karara bağlanan işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süreye ait ücret ve diğer hakların talebi mümkün olmazken geçerli sayılan feshe bağlı olarak koşulları oluşmuş ise işçiye ihbar ve kıdem tazminatı ödenmelidir.
İşverenin işçiyi işe davetinin de ciddi ve samimi olması gerekir. İşverenin işçiyi işe başlatma amacı olmadığı hâlde sadece işe başlatmama tazminatı ödememek için yapmış olduğu çağrı, gerçek bir işe başlatma daveti olarak değerlendirilmemektedir.
İşçinin usulüne uygun işe başlatıldığından söz edilebilmek için işverenin işçiyi fesih yapılmadan önceki durumunda işe iade etmesi gerekmektedir. Diğer bir söyleyişle işe başlatma gerçek anlamda, işçinin geçersiz sayılan fesih tarihindeki işinde veya ona benzer (eşdeğer) bir işte çalıştırılmasıyla sağlanabilmektedir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.06.2018 tarihli ve 2016/22-2952 Esas, 2018/1276 Karar sayılı kararı ).
İşçinin işe iade davası sonrasında, asıl olan sözleşmenin feshedildiği şartlarla eski işine dönmesi ise de, işe başlatma anına kadar işçi ücretlerine gelen artışlar ilave edilerek işçinin işe başlatılması ve usulüne ve mevzuata uygun olarak gerçekleşen ücret değişiklik ve indirimlerinin de işe başlatma anında dikkate alınması gerekir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2009/9-345 Esas, 2009/392 Karar sayılı kararı)
Comments